ERTELEMEK


  Bazıları “Yarın yapabileceğim işi bugün yapmama ne gerek var.” diye düşünür; bazıları da “Bugünün işini yarına bırakma.” diye. Siz hangi düşüncedesiniz? Siz “erteleyenlerden” mi yoksa "şimdicilerden” misiniz?


Erteleme, ilk başta bir rahatlama ve haz sağlasa da, uzun dönemde stres, kaygı ve huzursuzluk yaratır. Ertelenen her iş insanda ister istemez bir suçluluk, yetersizlik duygusu yaratır.

Erteleme davranışı bir kez başladı mı kronik hale gelmesi çok hızlı olur. İnsan kısa zamanda ertelemenin “haklı nedenlerini” üretmekte ustalaşır.

Hepimizin içinde az ya da çok yapmamız gerekenleri erteleme eğilimi vardır. Ben “ertelemenin zevkini” ilkokulda tatmıştım. Çalışmam gereken dersi, yapmam gereken ödevi sonraya erteleyip dilediğimi yapmanın zevkine varmıştım. Ertelediğim her şey bana istediğim gibi harcayacağım bir zaman hediye ediyordu....

Hayat bize, çalışmanın yorucu ve zorlayıcı; eğlenmenin ise zevkli olduğunu daha ilkokulun ilk haftasında öğretir. Hangi yaşta olursak olalım ertelemek daha keyifli ve daha “cool”; yapmak ise her zaman sıkıcıdır. “Karıncaların” özenilecek bir tarafı yoktur. Genç kızlar bile çok çalışanları değil onları eğlendiren “ağustos böceklerini” tercih ederler.

Erteleyen çoğu insan için, “sonra” geldiğinde de durum farklı olmaz; ertelenen her şey için yeni bir “ertesi gün bahanesi” bulunur. Böylece erteleme bir alışkanlığa, sonra da bir hayat tarzına dönüşür.

Erteleme, niyetle eylem arasındaki boşluktur. “Bunu daha sonra yaparım” demek de bir işe başlamak için doğru zaman ve doğru ruh halini beklemek de “son dakikacılık” da  ertelemenin farklı yüzleridir.


Ertelemenin sebebi, genelde insanın zaman yönetmedeki yetersizliği gibi görünüyor. Ertelemenin elbette zaman planlamasıyla ilgisi vardır; ancak çoğu zaman ertelemek zamansızlığın bir sonucu değildir. Tam tersine insanlar işlerini erteledikleri, kararlarını sonraya bıraktıkları için zamanı süreci de iyi yönetemezler.




Bence ertelemek, bilmekle yapmak arasındaki boşluktur. Eğer başarmak istiyorsak işe başlama disiplinini ve cesaretini göstermek zorundayız. Hayal etmek, istemek, arzu etmek, plan yapmak elbette küçük ya da büyük her iş için gereklidir ama başarı ancak işe başlayanların sahip olacağı bir ödüldür.

Pek çok durumda bilgimiz ve yeteneklerimiz, yapacağımız iş için tam anlamıyla yeterli olmayabilir. Kimsenin donanımı dört dörtlük değildir. İnsan yeteneklerini bazen “yaparak” kazanır. Sadece düşünerek, hayal ederek, plan yaparak yetenek elde etmek herkese nasip olmayabilir... :)


Erteleme eğilimi yerine “aciliyet hissini” yerleştirdiğimizde, inisiyatif almaya başladığımızda, “durumdan ders çıkardığımızda” ve bu dersi üstlenmeye gönüllü olduğumuzda, başarı doğal olarak kendiliğinden gelecektir.

Karar almayı  bırakma ve işleri erteleme, masum bir tembellikten çok daha önemli bir sorundur. Bu sorunla baş etmek ve kendimizi ertelemekten uzak durmak zorundayız. Hepimiz “erteleme” yerine “aciliyet bilincini” geliştirmek için çaba göstermeliyiz.

Erteleyerek kaybettiğimiz zamanın yerine koyacak hiçbir kaynak yok..... Bunu bilelim.


busekuytu

Çalışıyor, geziyor, okuyor, öğreniyor ama en çok; yazı yazmayı seviyor! Bu yüzdendir ki; yazdığım konuların, yeni fikirlere hayat verdiğini düşünüyorum.. Gazeteci,Muhabir/PR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yazın... :)