Heveslerimiz üzerine..


  Heves... İsteklerimiz hevesimizdir aslında.  Önce kendini ifade etmek için heveslenirsin herhalde, sonra konuşmak, sonra yürümek için. Sonra heveslerin her gün artar. Çocuk olursun bir oyuncağa heveslenirsin,  genç olursun bir karşı cinse heveslenirsin, yetişkin olursun daha iyi bir hayat geçirebilmek için mala mülke heveslenirsin...
.
  Tabii bu heves yolculuğunda illa ki hevesimizi kıran, boş ver diyen birileri oluyor. Ne yazık ki! Buna alışamadın mı derseniz “alışamadım”  Çünkü öyle şeylere alışmak düzeni olduğu gibi kabul etmektir. Bence  düzeni olduğu gibi kabul etmek; kendi hayatınızın başkaları tarafından yönetilmesi demektir. Kabul edilebilir mi böyle bir şey?



"BOŞ VER!!"

  Biri bana ne zaman “boş ver” dese, ben önce onun “boş veremediğini” düşünürüm.  Çünkü bu kelime keskin bir bıçak gibi bir anda kesip atar, paylaşılanların önemini yok sayar. En bayıldığım “Boş ver”; siz birine ayar olduktan sonra boş vermişliğin ardından gelen “aman boş ver sende” olanıdır… Bayılırım....

  Ayrıca “boş ver” zararlı bir kelime bence. Olayları geç fark etmemize neden olur…
İlişkilerde bir nevi “nasıl olsa söylediğin hiçbir şeye inanmayacağım, o yüzden boşuna çabalama” demektir. Boş verilmemesi gerektiği karşı tarafça da bilinmesine rağmen boşvermek, o ana özgü bir manevrayken..

  Bazen yapılan hataları destekleyen en bariz ifadedir. Çünkü yapılan hataları boşverirseniz, tekrarlanırlar… Ve çığ gibi büyüyerek önce sizi yutmaya çalışırlar. Hata “boşverilmez”. İçtenlikle, iyilikle ve kasıtsız hatalarda bile belirtilmeli ve rahatsızlık duygusu dile getirilmelidir. Ki tekrarı engellensin…

  Bir önemli not ise;
Aynı zamanda “bitişik mi yazılmalı ayrı mı yazılmalı” şeklinde çelişkilere düşmeme sebep olan kelimedir kendisi..Durumuna göre değişiyormuş birlikte yazılma durumu..Hata varsa düzeltilebilir tabi ama heves kırmadan meselaa.... 
Biliyorsunuz ki; yazanın,çizenin hevesini kırmakta bu ülkenin olmazsa olmazı… Zaten okurken de herkes editör :)


Ama napıyoruz?…

Hevesimiz kırılmıyor. Boş veriyoruz… Ve diyoruz ki buraya kadar okunduysa demek ki yazı sardı… Çok da kötü yazmıyormuşum demek ki… :))  Demem o ki insanların ne düşüneceğini, ne yorum yapacağından önce kendinizi düşünün. Sizin doğrunuz neyse o doğruyu düşünerek hareket edin. Tabii ki kimseyi duymayın, fevri hareket edin demek yanlış olur ancak doğruyu yanlışı tartmayı deneyin, öğrenin... Heveslerinizi gerçekleştirmek için bir çabanız olsun...


busekuytu

Çalışıyor, geziyor, okuyor, öğreniyor ama en çok; yazı yazmayı seviyor! Bu yüzdendir ki; yazdığım konuların, yeni fikirlere hayat verdiğini düşünüyorum.. Gazeteci,Muhabir/PR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yazın... :)